Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, 15 yıl gibi kısa bir sürede kurulan çok sayıda fabrika, kurum ve kuruluşlarla Türkiye'nin hızla büyümesini ve sağlam temeller üzerine oturmasını sağladı. Tarımda, sanayide, ekonomide, sağlıkta, eğitimde, ulaşımda ve savunma sanayinde muasır ülkelerin gerisinde kalmış olan, nüfusun önemli bir kısmının okuma yazma bilmediği ve işgal altında kalan Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı sonrası enkazından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasını ve kısa sürede, birçok alanda yaptığı yeniliklerle ülkenin büyük bir atılım yapması sağlandı. Atatürk'ün hayatta olduğu dönemde kurulan işletme ve fabrikalarla, dışa bağımlı bir politikadan uzak duruldu ve ülkenin kendi ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde gelişmesini planlandı.
Ekonomik açıdan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk 10 yılı (1923-1933) uygulanacak politikaların arayış yılı oldu. Bu arayış aslında, Milli Mücadele yıllarında başlamıştı. Atatürk, 1 Mart 1922 tarihinde TBMM'yi açarken yaptığı konuşmasında, uygulanacak iktisadi politikaya ait şu sözleri söylemişti: "Ekonomik durumumuzun önemli amaçlarından biri de kamu yararını doğrudan doğruya alakadar edecek kurumlar ve ekonomik teşebbüsleri ekonomik güç ve teknolojimizin müsaadesi nispetinde devletleştirilmesidir. Ezcümle, topraklarımızın altında metruk duran maden hazinelerini az zamanda işleterek, milletimizin menfaatine açmış bulunabilmek de ancak bu usul sayesinde kabildir."
1'inci Lozan barış görüşmelerinin kesintiye uğradığı bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yılından itibaren ekonomi alanında izleyeceği politikasının belirlenmesi amacıyla, 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir'de "Türkiye İktisat Kongresi" toplandı. Kongre'ye Türkiye'nin tarım, sanayi, ticaret ve işçi sınıfları arasından seçilmiş 1135 temsilci katıldı.
Sanayi Grubu adına hükümete sunulan raporda sanayileşme hareketi, devletin himaye ve teşvikiyle ferdi insiyatifin hamlesi olarak vasıflandırıldı.
Kongrede Sanayi Grubu'nun aldığı kararlar 4 ana başlık altında toplanabilir:
Ülke ihtiyaçları için yurt içi üretimle karşılanan mallarına yüksek gümrük vergileri konarak ithalatına engel olunması. Ülkede elde edilebilen hammaddelerin ithalatının önlenmesi. Ülkede elde edilemeyen ve sanayinin gelişmesi için gerekli olan hammaddelerin gümrüksüz ithalatının sağlanması, sanayide kullanılacak makine ve parçaların gümrük vergisinden muaf olması ve ülkede bulunmayan sanayi ürünlerinin gümrüksüz ya da çok düşük bir gümrükle ithaline imkân tanınması.
Vergi muafiyetlerinin arttırılması, hükümet alımlarında yurt içi ürünlerin yüzde 20 pahalı da olsa yabancı ürünlere tercihi, sanayi kuruluşlarının kurulması ve genişletilmesi için beş döneme kadar arazinin bedelsiz verilmesi, Teşvik-i Sanayi Kanunu'ndan yalnızca Türk uyrukluların, Türk sanayi şirketlerinden de şirket sermayesinin en az yüzde 75'i Türklerin elinde bulunanların yararlandırılması.
Sanayicilere kredi sağlayacak bir sanayi bankasının kurulması.
Sanayi eğitiminin takviyesi, sanayi mühendislerinin yetiştirilmesi ve sanayi odalarının kurulması.
Kongrede özel teşebbüse önem veren ve devletin ancak özel sermaye ile kurulması mümkün görülmeyen büyük müesseseleri kurmak için ekonomik hayata girmesini kabul eden bir anlayış hâkim oldu ve bu görüş, 1930'lara kadar uygulamada kendisini belirgin olarak gösterdi.
SAYFA-1 SAYFA-2 SAYFA-3 SAYFA-4 SAYFA-5 SAYFA-6 SAYFA-7
Kaynak: https://www.aimsad.org/istatistikler/ataturkvesanayidevrimidisabagimliekonomidenuretenturkiyeye
Adres:
Maltepe Mh. Stadyum Cd. No.2 Bergama/İZMİR
Telefon
0232 631 28 57